4 Temmuz 2012 Çarşamba

Yakalayamayabilirsen Üzülme Sen!..

P.S. Bu yazı aşırı dozda kesin hüküm ve tek bölümle varılmış yargı içerir, demedi demeyin..
Ekranlar hasretle beklenen, eksikliği hissedilen mizah dizisine kavuşmuştur hayırlı uğurlu olsun. Star TV’nin agresif "yaz dizileri" stratejisi içinden sıyrılan bir iş var ki yaz dizisi olarak kalmayacağı aşikar. Yani rasyonel bir dünyada öyle olması gerek sanki..
İlk bölümü aşırı pozitif önyargıyla izledim itiraf etmek gerekirse. E bir Çalgı Çengi referansı var arkasında. Angara bebesiyiz ne de olsa, onun yeri ayrı.. Ahmet Kural, Murat Cemcir, Sadi Celil Cengiz üçlüsü var bir de. Selçuk Aydemir’in parmağı olduğunu da duyunca ister istemez çıta yükseliyor. Bekleneni de fazlasıyla karşılıyor ilk bölüm itibariyle, şahsım adına diyim yani.. 
Oyuncular inanılmaz doğal, kendilerini oynadıkları için değil sadece, hakkatten sanki oynamayıp yaşıyor gibiler. Cümleye gel, biraz saçma oldu ama işin özü, çok doğal kısaca. Absürdlük-doğallık dengesi başarılı. Espriler, her bir sahnedeki ayrıntılar, geçişler, herşey çok ince düşünülmüş altı çizilmiş. Güzel kafalarla yazılmış, çizilmiş, oynanmış belli..
Zaten doğallık, absürdlük dizilere girdi, ne de güzel oldu. Ekşici geyiğine dönecek biraz burdan sonrası ama, Leyla ile Mecnun bunu sektöre, izleyiciye en iyi şekilde kabul ettiren dizidir şüphesiz. Absürdlüğün dibine vuran, bir yandan da şah damarına basıp insanı duygulandırabilen bambaşka bir iş o, ilk göz ağrımız. Ya da Behzat Ç, doğallığın kitabını yazan, günlük hayatta öyle konuşulmaz aga böyle konuşulur, kayıpların acısı böyle yaşanır, ayar böyle veriliri en yalın haliyle gösteren, İstanbullulara bile Ankara’yı sevdirendir..
İşler Güçler de bir Leyla & Mecnun, bir Behzat Ç. gibi kendine farklı bir kulvar açacağını, uzun soluklu olacağını hissettirdi tek bölümle. ilk bölüm sonrası sosyal medyada dönen muhabbetlere bakarsak da öyle olacağa benzer. Gerçi Üsküdar’a Giderken’i de bağrına basan ciddi bir kitle vardı ama hak ettiğini bulamayan bir proje olarak geldi geçti. Allah sonunu benzetmesin ne diyelim =)
Neyse, sanki bana TV eleştirisi köşem var da oraya yazıyorum, gaza geldim gidiyorum tahliller tahliller..
 Son olarak “İşler Güçler”e ilişkin ufak yollu birkaç noktaya değinip kaçayım;
  • İnanılmaz ince detaylar, defalarca izlenebilecek sahneler
  • Söylemeyeni dövüyolarmış, Ahmet Kural nasıl bir mimik manyağı çıktı. Murat Cemcir'e maaşallah Allah bir çene vermiş, laf ebesi yaratmış, Telatabi Sadi hafazanallah gümrük memuru olarak kalaymış yazık olurmuş
  • Muhteşem müzikler – bir kez daha alkışlar Tolga Çebi’ye, elinin değdiği kötü bir iş görmedim sanırsam..
  • Oldukça enerjik, dinamik, hiç düşmeyen tempo (kaç bölüm böyle gider bilmiyorum ama, dendiğine göre senaryo stoğu en az 10-15 bölüm cepte imiş, yani hikaye tıkanması falan yaşanmayacak gibi..)
  • Sektör için farklı bir iş, güzel girişim
  • Konuk oyuncu ustalar süper, her bölüm devamı gelecek gibi. Şevket Çoruh, Cihat Tamer, Ahmet Mümtaz Taylan…
  • Yalnız sanki bayan cast’ta ufak bir sıkıntı mı var gibi. Neden böyle bilmiyorum ama sanki sektörde bir mizah kabiliyeti yüksek bayan oyuncu sıkıntısı var, nasıl olcek onu bilemedim..
Sonuç: İşler Güçler, “ne gada da datlı bi o gada farklı” bir iş olmuş.. takipteyiz ;)